• Varikosel dereceleri nasıl tesbit edilir?
• Varikosel belirtisi nelerdir?
• Varikosel ameliyatının başarı oranları nedir?
• Varikosel ameliyatının riskleri nelerdir?
• Varikosel ameliyatından sonra nelere dikkat edilmeli?
• Mikroskopik varikosel ameliyatının avantajları nedir?
Varikosel kısaca testis toplardamarlarında görülen genişlemedir. Bacak toplardamarlarında görülen ve varis olarak adlandırılan durumun testislerde görülmesine varikosel denir. Toplardamarların genişlemesi, kapakçık yapılarının bozulmasına ve kirli kanın uzaklaştırılamamasına neden olur. Reflü akım (geriye kaçak) görülür. Biriken kirli kan testislerin fonksiyonlarında bozulmaya neden olur.
Varikosel yetişkin erkeklerin yaklaşık %15-20’sinde görülür. İnfertilite tedavisi alan hastaların %19-41’inde varikosel görülmektedir. Kromozomal hastalıklar, mutasyonlar, polimorfizmler, gen ekspresyonundaki değişimler varikosel ile ilişkili bulunmuştur.
Varikosel özellikle ergenlik ve genç yetişkinlik dönemlerinde görülür. İleri yaş varikoseli genellikle altta yatan bir hastalığa sekonder gelişir. Bu tür durumlarda özellikle böbrek patolojileri akılda bulundurulmalıdır.
Varikoselin klinik olarak derecelendirilmesi oldukça basittir. Eğer hasta ayakta yapılan muayenesinde ıkındığında farkedilen varikoseli varsa buna evre 1 varikosel denir. Eğer hasta ıkınmasa da muayenede tesbit edilebilen bir varikosel varsa bu gr 2 varikoseldir. Hasta ayakta iken elle muayene etmeden, gözle görülebilen bir varikosel varsa buna da evre 3 varikosel denir.
Varikosel çoğunlukla belirti vermez. Hastalara rutin kontrolleri esnasında veya çocuk planlayan çiftlere muayene sırasında tanı konur. Nadiren skrotumda ele gelen damarsal yapılar veya ağrı nedeniyle başvuru olabilir.
Varikosel ameliyatının başarı oranı yaklaşık %75-80’dir. Semen analizindeki değerlerde bu oranda iyileşme sağlanır. Gebelik sağlama başarısı ise yüzde 20-60 arasında değişmektedir.
Varikosel ameliyatı sonrası oldukça nadir karşılaşılsa da sperm değerlerinde azalma görülebilir. Bunun birkaç nedeni vardır. Birincisi varikosel nedeniyle testislerde oluşan harabiyet geridönüşümsüz hale geldiğinde ameliyat sonrası da düzelme görülmeyebilir. İkincisi ameliyat sırasında mikroskop ve mikrovasküler doppler kullanılmadıysa arterlerin zarar görmesine bağlı sperm sayısında azalma görülebilir.
Varikosel ameliyatı sırasında spermatik kord denilen yapı serbestlenir ve burdaki atardamar (arter) toplardamar(ven) ve lenf kanalları dikkatlice ayrılır. Sadece venöz yapılar bağlanır diğer yapılar korunur. Ayrıca vaz deferens vakanın en başında ayrılarak zarar görmesi önlenmelidir. Tabiki bu işlemin başarıyla gerçekleşmesi için işlemin mikroskop altında yapılması gerekir.
Günümüzde cerrahi işlemlerde mikroskopun daha sık kullanılması sayesinde cerrahi işlemlerin başarı oranları da artmaktadır. Mikroskop ile çok küçük yapıdaki, damar sinirler görülerek korunabilmektedir. Böylece oluşabilecek sorunlar önlenmiş olur. Mikroskop altında yapılmayan ameliyatlarda lenfatik bağlanmasına bağlı hidrosel ve arter yaralanmasına bağlı sperm sayısında azalma ihtimalleri mikroskop ile en aza indirilir.
Mikrovasküler doppler cihazı çok küçük yapıdaki damarsal yapıların ameliyat esnasında tesbit edilmesine olanak sağlayan bir cihazdır. Bu sayede arteryel yapılar kolaylıkla ayırt edilebilmektedir. Birçok cerrahi branşta kullanıldığı gibi Üroloji ameliyatlarında da kullanılmaktadır.
Varikosel ameliyatı sonrası tekrar hastalığın görülme oranı %10-30 arasında değişmektedir. Mikroskop kullanımı, mikrovasküler doppler uygulaması ve cerrahi tecrübe nüks ihtimalini azaltır. Buna rağmen başarılı varikosel cerrahisi sonrası yeniden varikosel gelişimi her zaman için, düşük de olsa olası bir durumdur. Nüksün altında yatan en önemli durum genetik yatkınlıktır.
Uyarı: Bu makale, bilgilendirme amaçlıdır ve herhangi bir tıbbi tavsiye niteliğinde değildir. Bir tıbbi sorunuz varsa, lütfen doktorunuza danışınız.
İçerik Güncelleme Tarihi: 02.03.2021