• Prostat kanseri ne sıklıkla görülür?
• Prostat kanseri hangi şikayetlere neden olur?
• Prostat kanseri tanısı nasıl konur?
• PSA yüksekliği ne anlama gelir?
• Prostat biyopsisi nasıl yapılır?
• Akıllı biyopsinin (füzyon) üstünlükleri nelerdir?
• Prostat biyopsisi anestezi altında mı yapılır?
• Prostat biyopsisinin yan etkisi var mıdır?
• Prostat kanseri önlenebilir mi?
• Prostat kanseri taraması ne zaman yapılmalıdır?
………….
Erkeklere özgü bir organ olan prostatta gelişen kansere verilen isimdir. Çok büyük bir kısmı adenokarsinom denilen salgı bezlerinden gelişen kanser yapısındadır.
………….
Neredeyse her 8 erkekten birinde 50 yaş üzerinde karşılaşılmaktadır. PSA testi ve özellikle yakınlarında prostat kanseri öyküsü olanların daha erken taramaya alınması sayesinde, artık 40 yaş üzerinde de önemli sayıda hastada prostat kanseri teşhis edilmektedir.
………….
Prostat kanseri erken aşamada hiçbir belirti vermez. Hastalar bir sorun yaşamadan hayatlarına devam ederler. Eskiden tarama testlerinin olmaması nedeniyle ancak ileri aşamada sorunlar ortaya çıkınca doktora başvuru olurdu. Günümüzde tarama testleri sayesinde başlangıç aşamasında veya bir sorun ortaya çıkmadan da hastalık tesbit edilebilmektedir.
………….
Prostat kanseri tanısı tarama veya muayene esnasındaki şüpheler sonrası yapılan biyopsi neticesinde konur. Şüphe oluşturan iki temel parametre vardır. Bunlar kan testi ile PSA düzeyindeki yükselme, diğeri ise parmakla yapılan prostat muayenesinde şüpheli bir doku tesbit edilmesidir.
………….
PSA prostattan salınan bir proteindir. Birçok farklı organdan da salınır. Fakat prostattan çok daha yüksek miktarda salınır. Bu nedenle yükseldiği durumda ilk olarak prostat hastalıkları akla gelir. PSA yükseliği, sadece kanser durumunda yükselmez. Cinsel ilişkiye girmek, yoğun olarak bisiklet kullanımı, prostat masajı ve endoskopik üroloji işlemleri de PSA değerini yükseltebilir. Bunun dışında özellikle prostat enfeksiyonlarında oldukça yüksek değerlere çıkabilir. Prostatın iyi huylu büyümesi de PSA düzeyinde yükselmeye neden olabilir. Tabiki en korkulan PSA yüksekliği prostat kanseri nedeniyle olanıdır. PSA yüksekliğinin hangi nedenle oluştuğunu anlayabilmek için de, olası nedenleri tek tek dışlamak gerekir. Tüm dışlamalar sonrası biyopsi gerekliliği doğar.
………….
Günümüzde standart prostat biyopsisi, PSA yüksekliği ve/veya prostat muayenesinde şüpheli bir bulgu saptanması durumunda uygulanır. Standart biyopsi ultrason kılavuzluğunda prostatın 12-18 bölgesinden tru-cut iğne (doku) biyopsisi olarak gerçekleştirilir. İşlemin uygulanışı iki şekilde gerçekleştirilir. Birincisi ve daha çok uygulanan şekil rektumdan özel bir ultrason probu ile girilerek iğne ile barsak geçilerek alınan transrektal (barsak içinden prostata ulaşılarak) prostat biyopsisidir. Diğeri ise hem daha güvenli hem de daha konforlu olan perineal ultrason biyopsisidir. Bu yöntemle testisler ve makat arasındaki cilt bölgesinden (prostatın cilde en yakın olduğu alan) iğne biyopsi gerçekleştirilir. Transrektal yöntemde enfeksiyon ve kanama riski daha yüksektir. Transperineal yöntemde ise daha konforlu, enfeksiyon ve kanama açısından daha güvenlidir.
………….
Akıllı biyopsi veya füzyon biyopsi prostat için çekilen multiparametrik MR görüntüleri ile ultrason görüntüsünün üst üste konulması ve bu sayede özellikle kanser açısından şüpheli bölgelerden biyopsi alınmasını sağlayan yöntemdir. Bu sayede daha az parça alınarak daha net sonuçlara ulaşma şansı doğar.
………….
Lokal anestezi ile prostat biyopsisi gerçekleştirilebilir fakat hastanın istemesi durumunda genel anestezi ile de yapılabilir.
………….
En sık görülen komplikasyon idrardan ve makattan kanama olmasıdır. Bu şikayetler birkaç gün içerisinde geriler. Özellikle transrektal yöntemle yapılan biyopsilerden sonra enfeksiyon yüksek ateş görülme riski daha fazladır.
………….
Her kanserde olduğu gibi prostat kanserinde de kansere yakalanma riskimizle ilgili değiştirme şansımızın olduğu parametreler olduğu gibi, doğuştan kazandığımız ve değiştirme şansımızın olmadığı genetik olarak bize miras kalan risk faktörleri de vardır. Bu nedenle prostat kanseri önlenebilir mi sorusuna yakın gelecekte evet deme şansımız yok. Fakat gen mühendisliğindeki çığır açıcı yenilikler sayesinde belki de genetik miras olarak edindiğimiz genetik haritamızdaki kanser riski taşıyan bölgelerimiz sağlıklı olanlarıyla değiştirilerek bu sorunu da teknoloji ve gelişen bilimsel veriler yardımızla ortadan kaldırabiliriz.
Öyleyse odaklanmamız gereken nokta değiştirebileceğimiz risk faktörleri olmalı. Prostat kanseri için nelerdir bu değiştirilebilir riskler? Hayvansal gıda ağırlıklı, bitkisel gıdalardan fakir beslenmek, hareketsiz bir yaşam prostat kanseri için risk faktörleridir. Ayrıca merak uyandıran bir konuda cinsel ilişki sıklığı ile prostat kanseri arasındaki ilişkidir. Daha sık boşalan erkeklerin prostat kanserine yakalanma ihtimali diğerlerine göre daha azdır. Bunun sebebi olarak, cinsel ilişki ile atılan meni içerisindeki kanserojen maddelerin uzaklaştırılmasının kanser riskini azalttığı teorisi öne sürülmektedir.
………….
Yakınlarında prostat kanseri olan bireylerin 40 yaş sonrası rutin prostat kontrolleri yaptırması, diğer erkeklerin ise 50 yaş üzerinde prostat kontrolü yaptırmasında yarar var.
………….
Hayır. Prostat kanserini kabaca 3 risk grubuna ayırırız. Düşük risk grubu olan hastalar, aktif izlem, vokal tedaviler veya cerrahi ile tedavi edilebilirler. Orta risk grubu hastalar için ameliyat oldukça yararlı sonuçlar doğurmaktadır. İleri risk grubunda yer alanlara ise, ameliyat ile birlikte cerrahi sonrası radyoterapi ve hormonoterapi gerekliliği doğabilmektedir.
………….
Düşük risk grubunda yer alan hastaların düzenli aralıklarla doktor kontrolünden geçmesi, PSA testleri, MR görüntülemeleri ve biyopsi tekrarları gereken bir takip şeklidir. Düşük risk grubunda bulunan hastaların prostat kanserine bağlı bir nedenle sorun yaşamayacakları öngörüldüğünden bu nedenle ağır bir ameliyat veya ışın tedavisi öncelikli tercih olmamalıdır.
Uyarı: Bu makale, bilgilendirme amaçlıdır ve herhangi bir tıbbi tavsiye niteliğinde değildir. Bir tıbbi sorunuz varsa, lütfen doktorunuza danışınız.
İçerik Güncelleme Tarihi: 01.12.2021
………….
Hastalık organa sınırlı ise ameliyat öncelikli tercih olmalıdır. Çünkü cerrahi ile prostat ve lenf nodalrı çıkarılarak tam iyileşme sağlanabilir. Gerekirse cerrahi üzerine radyoterapi yapılabilir. Fakat radyoterapi yapılan bir hastanın cerrahisi oldukça zor ve komplikasyon riski yüksektir.