HPV aşısı birçok kanserin gelişimini önlediği için yapılması yararlıdır. İlerleyen yaşlarda HPV ile karşılaşacağından, aşı ile virüse maruz kalmadan koruyuculuk sağlanıyor. (İlerleyen yaşlarda HPV ile karşılaşma ihtimali yüksek olduğundan, karşılaşma öncesi aşılama ile virüse karşı koruyuculuk sağlanmaktadır.)
HPV rahim ağzı, gırtlak, vajen, penis, skortum ve anüs kanserinin yanında, vücudun farklı yerlerinde siğil ve papillomlara neden olabilir. Bu enfeksiyon temasla bulaşabileceği için hem kişinin kendini hem de birlikte yaşayacağı insanları da enfekte etme riski oluşmaktadır.
HPV, her iki cinste, gençlerde ve yetişkinlerde çok yaygın bir enfeksiyondur. Neredeyse herkes hayatının bir noktasında HPV’ye yakalanacaktır. Aşılamaya bugün başlamak, çocuğunuzun daha sonraki yaşamlarında HPV’nin neden olduğu kanserlerden ve hastalıklardan korunmasına yardımcı olacaktır.
Aşılar çocuğunuzu bir enfeksiyona maruz kalmadan önce korur. Bu nedenle HPV aşısını geç değil, erken yapıyoruz, böylece onları virüse maruz kalmadan çok önce koruyoruz. Ayrıca çocuğunuz şimdi (15 yaşına gelmeden) aşıyı yaptırırsa, yalnızca iki doza ihtiyacı olacaktır. Çocuğunuzun büyümesini beklerseniz, üç aşıya ihtiyacı olacak.
Araştırmalar bize aşı olmanın çocukların seks yapmaya başlama olasılığını artırmadığını söylüyor. Ayrıca cinsel yolla bulaşan çok sayıda enfeksiyon var ve bu aşı sadece HPV enfeksiyonuna karşı koruyuculuk sağlıyor. Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlara karşı gerekli uyarıların yapılmasına aynı yoğunluk ve hassasiyetle devam edilmelidir.
HPV her iki cinsiyet için de enfekte edicidir. Erkeklerde gırtlak, anüs, penis ve skrotum kanserlerine neden olabilir.
HPV aşısı doğurganlık sorunlarına neden olmaz. Bununla birlikte, HPV’nin neden olduğu bir kansere yakalanan kişilerin, bazen histerektomi (kadınlar için), kemoterapi veya radyasyon gibi çocuk sahibi olma yeteneklerini sınırlayabilen tedaviye ihtiyaçları olacaktır. Rahim ağzı ön kanseri???? tedavisi aynı zamanda kadınları rahim ağzıyla ilgili problemler açısından da risk altına sokabilir ve bu da bazen erken doğuma neden olabilir.
HPV aşısı oldukça güvenlidir. Herhangi bir ilaç gibi aşılar da aşının yapıldığı yerde ağrı, şişlik veya kızarıklık gibi yan etkilere neden olabilir. Bu, HPV aşısı için de normaldir ve bir veya iki gün içinde geçmesi gerekir. Bazen çocuklar aşılandıktan sonra başdönmesi yaşayabilirler. Bu nedenle aşı güvenli bir ortamda mümkünse yatarak veya oturarak yapılmalıdır.
İnsan papilloma virüsü veya HPV, insanlarda çok yaygın olan 200’den fazla virüsten oluşan bir grubun üyesidir. Çoğu türü herhangi bir soruna neden olmaz ancak bazıları genital siğil veya kanser gibi hastalıklara neden olabilir. Kansere neden olduğu bilinen HPV tipleri “yüksek riskli” olarak sınıflandırılmaktadır. Şu anda bilinen 14 yüksek riskli HPV türü vardır; bunlardan ikisi HPV16 ve HPV18, HPV ile ilişkili kanserlerin çoğundan sorumludur. Neyse ki HPV aşıları yoluyla bu yüksek riskli türlere karşı korunma imkanımız var.
1970’li ve 80’li yıllarda Alman virolog Harald zur Hausen, rahim ağzı kanseri tümörlerinde HPV türlerini izole etti ve daha sonra HPV’nin rahim ağzı kanserine neden olan bir ajan olduğu teorisi doğrulandı. Zur Hausen’in çalışmasının ardından HPV’nin anal, vulval ve oral kanserler de dahil olmak üzere diğer kanserlere neden olduğu bulundu. Zur Hausen, 1986 yılında HPV aşısı fikrini kanseri önleme yöntemi olarak önerdi, ancak aşının karlı olmadığına inandıkları için ilaç şirketleri tarafından reddedildi. Keşifleri ve bunların küresel sağlık üzerindeki etkileri nedeniyle Harald zur Hausen, 2008 Nobel Tıp Ödülü’ne layık görüldü.
1700’lerin sonlarında Edward Jenner, yaygın olarak kullanılan ilk aşı olan çiçek aşısının öncülüğünü yaptı. Bunu takiben, neredeyse 100 yıl sonra, Louis Pasteur tavuk kolera ve şarbona karşı aşılar geliştirerek aşılamanın müjdelendiği ve zorunlu hale geldiği “aşı devrimi”ni başlattı. Yirminci yüzyıl boyunca aşı alanında difteri, kızamık, kabakulak, kızamıkçık ve çocuk felci aşıları gibi büyük ve ünlü başarılar elde edildi. Genel olarak aşılar, vücudun bağışıklık sistemini bulaşıcı bir hastalıkla mücadele edecek şekilde eğiterek, o patojenden (hastalığa neden olan şeyden) belirli molekülleri vücut içine sokarak çalışır. Bağışıklık sistemi daha sonra vücuda girdiklerinde bu molekülleri tanıyabilir, zaten onunla nasıl savaşacağını ve yayılmasını önleyeceğini bilir. Aşılar halk sağlığı açısından inanılmaz derecede önemlidir, milyonlarca hayat kurtarmıştır ve daha önce tüm toplulukları yok eden birçok bulaşıcı hastalığı neredeyse tamamen ortadan kaldırmıştır.
HPV aşısı ilk olarak Avustralya’daki Queensland Üniversitesi tarafından Profesörler Ian Frazer ve Jian Zhou tarafından geliştirildi. 1990 yılında Frazer ve Zhou, daha sonra aşının yapılacağı HPV’yi taklit eden parçacıkları sentezlemeye başladı. Bu parçacıklara “virüs benzeri parçacıklar” (VLP’ler) adı verilir ve HPV virüsünün dış katmanından gelen proteinleri içeren küçük parçacıklardır. VLP’ler virüsün ölü veya canlı DNA’sını içermez ve bu nedenle HPV enfeksiyonuna veya ilgili kansere neden olamaz. Bu VLP’lerin enjeksiyon yoluyla vücuda verilmesi, vücudun onunla savaşmak ve onu vücuttan temizlemek için gereken antikorları oluşturmasını teşvik eder. VLP gerçek virüse çok benzediğinden, bu antikorlar eğer vücuda girerse HPV’ye saldıracak ve onu ortadan kaldıracaktır. Bu aşılama yöntemi oldukça etkilidir çünkü VLP’ler yüksek düzeyde antikor üretimine neden olur.
1991 yılında Frazer ve Zhou’nun bulguları ilk kez bilim camiasına sunuldu. Yedi yıllık tasarım ve test sürecinin ardından Gardasil isimli aşının ilk insan denemeleri tamamlandı. Bu aşı, rahim ağzı kanseri vakalarının %70’inden fazlasına neden alan dört yüksek riskli HPV tipine (HPV 6, 11, 16 ve 18) karşı bağışıklık yanıtı oluşturdu. 2006 yılında aşının HPV 16 ve 18’e karşı neredeyse %100 koruma sağladığını ortaya koyan kapsamlı klinik denemelerin ardından aşının Avustralya ve ABD tarafından kullanılması onaylandı ve 2007 yılına kadar aşı 80 ülkede onaylandı.
Uyarı: Bu makale, bilgilendirme amaçlıdır ve herhangi bir tıbbi tavsiye niteliğinde değildir. Bir tıbbi sorunuz varsa, lütfen doktorunuza danışınız.
İçerik Güncelleme Tarihi: 11.02.2024